Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: İsrail fırsatçılık yaparak istikrarsızlık yaratmakta

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “İsrail, artık de yeni fırsatçılık yaparak Suriye’deki hücumlarıyla bölgede yeni bir istikrarsızlık yaratmaktadır. İsrail’in bu teşebbüsleri, işgalci zihniyetinin en açık yansımasıdır.” dedi.

Güler, TBMM Genel Şurasında Ulusal Savunma Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ait sunum yaptı.

Güvenlik ortamının artan belirsizlikler ve karmaşık tehditlerle her geçen gün daha hassas hale geldiğini belirten Güler, milletlerarası güç istikrarlarının değiştiği, jeopolitik gerginliklerin ve nüfuz çabalarının ağırlaştığı bu devirde güçlü bir savunma yapısına sahip olmanın her zamankinden değerli olduğunu söyledi.

Devletin bekası ve milletin güvenliği için çalışmaları proaktif anlayış ve geniş stratejik vizyon çerçevesinde kararlılıkla sürdürdüklerini lisana getiren Güler, “Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, hudut güvenliğimizden terörle gayrete, denizlerimiz ve semalarımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından memleketler arası vazifelere kadar üstlendiği tüm görevleri büyük bir muvaffakiyetle yerine getirerek son bir asrın en tesirli ve en ağır faaliyetlerini icra etmektedir” diye konuştu.

Sınırların güvenliğini sağlamak, yasa dışı geçişlerle sistemsiz göç ve terörist hareketleri engellemek için hudutlarda en tesirli ve çağdaş teknolojiye dayalı önlemleri uyguladıklarını bildiren Güler, hudut güvenliğinin en üst düzeyde sağlandığını, kurulan emniyet sistemlerinin pek çok ülke tarafından da örnek alındığını vurguladı.

“Geçmişteki sonlu operasyonların yerine artık terörün kaynağında yok edilmesi stratejisiyle kapsamlı ve daima operasyonlar yürütüyor, başta PKK/KCK/ PYD/YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine büyük darbeler indiriyoruz. Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde icra ettiğimiz kapsamlı harekatlarla sonlarımızın güvenliği hudutlarımızın da ötesinden sağlanmış, böylelikle örgütün hareket kabiliyeti de sonlandırılmıştır. Bu çerçevede Suriye’de oluşturulmak istenen terör koridoruna mani olurken Irak’ın kuzeyinde kilit kapatılmış ve terör örgütünün bölgedeki kampları yerle bir edilmiştir.”

Suriye’de yeni bir sürecin ortaya çıktığına dikkati çeken Güler, bundan sonraki devirde Suriye’de kapsayıcı bir siyasi tahlille tam güvenlik ve istikrarın tesis edileceğine yürekten inandığını lisana getirdi.

Güvenlik ve istikrarın sürdürülmesine yönelik operasyon bölgelerindeki birlikler tarafından gerekli önlemlerin alındığını, yakın işbirliği ve uyuma devam edildiğini belirten Güler, şöyle konuştu:

“Yaşanan son gelişmeler karşısında terör örgütünün, başta operasyon bölgelerimizin etrafı olmak üzere geliştirmeye çalıştığı yeni oldubittilere müsaade edilmemiştir, edilmeyecektir. Suriye Ulusal Ordusunun, Tel-Rıfat, El-Bab’ın güneyi ve Münbiç sınırında muvaffakiyetle icra ettiği operasyonlar sonucunda terör örgütü, bu bölgelerden geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bir sefer daha vurgulamak isterim ki PKK/YPG terör örgütünün alandaki istikrarsızlıktan faydalanmasına asla müsaade vermeyeceğiz. Tıpkı biçimde Suriye’deki siyasi geçişin inançlı, sıkıntısız ve mevcut sorunları çözecek formda olması için faal gayretlerimizi ve girişimlerimizi sürdüreceğiz.”

Tarihi bir devrin ayak seslerinin daha net duyulmaya başlandığına dikkati çeken Güler, artık alandaki tüm ögeler ve tarafların, son sonucun ve tahlilin Türkiye’nin isteğinden geçtiğini anladığını tabir etti.

“Ülkemizin Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde ve stratejik bir bakış açısıyla Suriye’ye yönelik alanda ve masada üstlendiği faal rolün ne kadar değerli ve kritik olduğu, artık daha uygun anlaşılmaktadır.” diyen Güler, terör tehdidi büsbütün sona erene kadar terörle uğraşın artan bir tempoyla odunsuz biçimde süreceğini vurguladı.

“Diyalog süreci yine başlatıldı”

Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlere değinen Bakan Güler, bölgede Türkiye’nin hak ve menfaatlerini en yüksek seviyede koruduklarını belirtti.

Yunanistan’la yıllardır süregelen meseleleri çözmek için barışçıl bir tavır sergilediklerini, Ege Denizi’nin dostluk ve barış denizi olması için ağır gayret gösterdiklerini lisana getiren Güler, şunları kaydetti:

“Son devirde Sayın Cumhurbaşkanı’mız ile Yunanistan Başbakanı’nın çabalarıyla tesis edilen ilgiler çerçevesinde iki ülke ortasındaki gerginlik büyük ölçüde azalmış ve karşılıklı inanç artırıcı tedbirler kapsamında diyalog süreci tekrar başlatılmıştır. Bu kapsamda askeri heyetlerimiz ortasındaki görüşme ve ziyaretler, sürecin ruhuna uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Tüm bunlarla birlikte mavi ve gök vatanımızdaki hakkımızı ve hukukumuzu muhafaza kararlılığımızı da her fırsatta lisana getiriyoruz. Başka yandan, Doğu Akdeniz’de tek yürek olduğumuz kardeş KKTC’ye her türlü takviyesi veriyor, soydaşlarımızın haklarını tüm platformlarda en güçlü halde savunuyoruz.”

Güler, Kıbrıs Türkü’nün hâkim eşitlikleri ile eşit memleketler arası statülerinin kabulünü “olmazsa olmaz” olarak nitelendirerek, “Bundan sonra da KKTC’nin tanınması başta olmak üzere, Kıbrıs sorununun adil tahlili için çaba göstermeye devam edeceğiz.” dedi.

Azerbaycan’ın istikrarı için hep kardeş Azerbaycan’ın yanında olduklarını vurgulayan Güler, “Kafkasya’da kalıcı barışı tesis etmek için Azerbaycan ile Ermenistan ortasında bir an evvel mutabakata varılması da en büyük dileğimizdir.” tabirini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arabuluculuğunda çarşamba günü Somali ile Etiyopya ortasında tarihi bir uzlaşmaya konut sahipliği yapıldığını hatırlatan Güler, “Bölgenin güvenliği, huzuru ve refahına katkı sağlayacak bu işbirliği mutabakatı, sıcak çatışmaya dönme riski olan ihtilafın tahlilinde ülkemizin üstlendiği yapan, faal ve başarılı rolü açıkça ortaya koyarken Türkiye’ye olan itimadın de açık bir yansıması görülmüştür.” diye konuştu.

“Gerekli tüm önlemleri alıyoruz”

Katar’la işbirliği kapsamında 2017’de vazifeye başlayan Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığının yanı sıra yakın vakitte Katar’da Deniz ve Hava Öge Komutanlığını teşkil ederek bölgede yeni bir sorumluluk üstlendiklerini lisana getiren Güler, verilen eğitim ve danışmanlık doğrultusunda Katar Silahlı Kuvvetlerinin imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesine kıymetli katkılar sağladıklarını belirtti.

Bakan Güler, NATO’daki faaliyetleri aktif biçimde sürdürdüklerini anlatarak, İttifakın önde gelen ülkelerinden biri olarak NATO misyonlarında etkin ve öncü rol üstlendiklerine dikkati çekti.

Rusya ile Ukrayna ortasındaki savaş nedeniyle Karadeniz’de hassasiyetin sürdüğünü tabir eden Güler, Ukrayna’daki savaşın sonlandırılması için en başından itibaren ortaya konulan çok taraflı gayretleri birebir kararlılıkla sürdürdüklerini, mümkün tehlikelerden uzak durmak için gerekli önlemleri aldıklarını anlattı.

Yakından takip ettikleri bir öteki bölgenin de Orta Doğu olduğunu lisana getiren Bakan Güler, İsrail’in Gazze’de uyguladığı devlet terörü ve milletlerarası hukuku hiçe sayan aksiyonlarının devam ettiğini söyledi.

İsrail’in saldırganlığının bölgeye yayılma tehlikesinin Lübnan’da da kendisini gösterdiğine dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:

“İsrail, artık de yeni fırsatçılık yaparak Suriye’deki akınlarıyla bölgede yeni bir istikrarsızlık yaratmaktadır. İsrail’in bu teşebbüsleri, işgalci zihniyetinin en açık yansımasıdır. Memleketler arası topluluk, Suriye’de değerli bir fırsat penceresinin açıldığı bu tarihi sürece dayanak vermeli ve İsrail’in hareketlerine sessiz kalmamalıdır. Türkiye olarak Suriye’nin, Lübnan’ın ve Filistin’in toprak bütünlüğünü kararlılıkla destekliyor, en başta Gazze’deki insanlık utancının bir an evvel bitmesi ve bölgede kalıcı ateşkesin ilan edilmesinin gerektiğini vurguluyoruz. Bu süreçte Türkiye olarak Gazze’ye ve Lübnan’a gerekli yardımları ulaştırırken bölgedeki gelişmeler çerçevesinde savunma ve güvenlik politikalarımızı tespit ediyor, gerekli tüm önlemleri alıyoruz.”

FETÖ ile mücadele

FETÖ ile uğraş kapsamında 15 Temmuz 2016’daki hain darbe teşebbüsünden itibaren FETÖ ile iltisaklı 23 bin 879 kişinin TSK’dan ihraç edildiğini açıklayan Güler, “Bundan sonra da isimli makamlar ve devletimizin ilgili kurumlarından elde edilen bilgi ve dokümanlar çerçevesinde gerekli süreçler acilen yapılacaktır.” dedi.

Son 20 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yapılan stratejik yatırımlarla Türkiye’nin savunma endüstrisinde çığır açtığını lisana getiren Güler, “Başarının bir varış değil seyahat olduğunun şuuruyla hem günümüz teknolojik yeniliklerine sahip hem de geleceğin teknolojilerini içeren sistemleri geliştirmek için tüm savunma endüstrisi paydaşlarımızla birlikte ağır bir çaba içerisindeyiz. Ulaştığımız bu seviyeyi daha da ileriye taşıma kararlılığımız, yakın vakitte hayata geçirdiğimiz yahut hizmete aldığımız projelerle de somut bir biçimde ortaya konulmaktadır.” tabirlerini kullandı.

Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak daha büyük ve daha güçlü Türkiye maksadıyla ve Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda çalışmaları sürdürdüklerini vurgulayan Bakan Güler, sözlerini “Şu anda dahi, sonlarımızın ötesinde destansı bir gayret ortaya koyarak teröristlere göz açtırmayan kahramanlarımıza, birebir halde denizde, havada misyon yapan ve pek çok coğrafyada ulu bayrağımızı gururla dalgalandıran tüm işçimize üstün muvaffakiyetler diliyorum.” diyerek tamamladı. (AA)

Bir trafik kazası Suriye’nin ve Orta Doğu’nun yazgısını nasıl değiştirdi?